10 Mayıs 2011 Salı

Carl Sagan ve Esrar

(Bu beyanat, Marihuana Reconsidered (1971) kitabının basımı için 1969 yılında kaleme alınmıştır. Sagan bu sırada otuzlu yaşlarının ortalarındadır. Hayatının geri kalanında da kenevir kullanmaya devam etmiştir.)

Başlangıçta kullanıma başlamak için isteksizdim, ama kenevirin ortaya çıkardığı görünen keyif (öfori) ve bu bitkiye karşı hiçbir fizyolojik bağışıklığın sözkonusu olmaması beni neticede denemeye razı etti. Ara sıra içtim ve oldukça keyif aldım. Esrar, ağır işleyen duyuları harekete geçiriyor ve benim için çok daha fazla ilgi çekici olan etkiler yaratıyor.

Kenevir tecrubesi, daha önce hiç bu kadar beğeni duymamış olduğum bir konu olan sanata takdirimi fazlasıyla arttırdı. Kenevirle beraber çok benzer bir artış da müziğe duyduğum beğenide oldu. İlk defa üç parçalı bir harmoninin birbirinden ayrı bölümlerini ve kontrpuandaki zenginliği duyabiliyordum.

Yemekten aldığım haz da genişledi; fark edebilmek için her zaman bir sebeple çok meşgul gözüktüğümüz tatlar ve aromalar su yüzüne çıktı. Kenevir aynı zamanda seksten alınan hazzı da körükledi. Kendimi olağan şekilde dindar bir kimse olarak görmüyorum, ama bazı uçuşlarda dinî bir hâl ortaya çıkıyor. Her alanda yükselen duyarlılık, bana, çevremi saran hem canlı hem cansız varlıklarla bir paylaşım yaşamanın hissini sunuyor.

Uçunca geçmişe dalabiliyorum, çocukluk hafızalarımı canlandırabiliyorum, yok olmuş bir çağda kalmış arkadaşlarımı, akrabalarımı, oyuncaklarımı, sokakları, kokuları, sesleri ve tatları... Zamanında yarım yamalak anladığım o çocukluk olaylarının mevcut görünümlerini yeniden yapılandırabiliyorum.

Uçtuğumda edindiğim görülerin çoğunun, genelde insanların beni özdeşleştirdiği alandan çok farklı bir yaratıcı uzmanlık alanı olan toplumsal meseleler hakkında olduğunu anlıyorum. Uçmuş bir halde karımla duş alırken aklıma ırkçılığın kökenleri ve çarpıklıklarını Gauss tipi dağılım eğrilerine dayanarak açıklama fikrinin gelmesini hatırlıyorum. Bir yönüyle çok açık seçik olan ama hakkında nadiren konuşulan bir noktaydı. Sabun köpükleriyle duşakabine eğrileri çizdim ve aklıma gelen fikirleri not etmeye gittim. Bir fikir bir başkasını doğurdu ve yaklaşık bir saatlik oldukça sıkı bir çalışmanın sonunda toplumsal, politik, felsefî ve insan biyolojisiyle ilgili birçok konuda on bir kısa makale yazmış buldum kendimi. Boşluk sorunu yüzünden bu makalelerde detaylara giremedim ama tüm dışarıdan bakışlara, örneğin kamuoyuna ve uzmanların yorumlarına göre makalelerim muteber görüler içermekteydi. Onları üniversite mezuniyet hitaplarında, halk konferanslarında ve kitaplarımda kullandım.

Kenevirin (ve büyük ihtimalle diğer uyarıcıların), toplumumuzun ve eğitim sistemimizin kusurları sebebiyle bu uyarıcılar kullanılmadan ortaya çıkmayan bazı samimî ve sağlam bakış açılarını açığa çıkardığına kani oldum.

Eğer uçtuysanız ve çocuğunuz size sesleniyorsa, normalde cevap verdiğiniz düzeyde cevap verebilirsiniz. Kenevirle uçmuşken araba kullanılmasını savunmuyorum, ama yine de kendi bireysel tecrubelerime dayanarak bunun da yapılmasının kesinlikle mümkün olduğunu söyleyebilirim. Uçuşlarım, sarhoş olduğum zamanların aksine her zaman düşünce dolu, barışçıl, entelektüel anlamda heyecan verici ve arkadaş canlısı olmuştur; üstüne bir de içkiden kalma ertesi gün başağrısını da hiç yaşamamışımdır.

Kenevirin yasal olmayışı insafsızlıktır; gittikçe deliren ve tehlikeli hale gelen bu Dünya'da ölesiye ihtiyaç duyulan sükûnet ve öngörünün, duyarlılık ve refakâtin ortaya çıkmasına yardımda bulunan bir uyarıcının tam randımanlı kullanımına konulmuş bir engeldir.
Orjinal Metin